29 Haziran 2015 Pazartesi

Emekli Asb'lara tatil mi dedin?

EAHP Ayhan BAYIRLI 30 Haziran 2015
Okullar tatil oldu, sınavlar bitti ,şimdi kayıt zamanı,o da bir kaç güne biter.Bu durumda bir yılın yorgunluğunu çıkartmak isteyen emekli astsubaylarsanırsınız ki hepsi araziye uyup tatile çıktı.
Böyle düşünürseniz yanıldınız.Ya evde PTT takılıp Acun'un kanalında Survıvor All Star seyrediyordur .Yada belgesel takılıyor dur.
Çokça ya AVM ler de dolaşıyordur. Yada akşam iftar felan derken günü kotarıyor dur.

Malum emekli bir astsubayın aldığı maaş belli.
Ailenin kazan mevcuda belli.
Eh biraz sağda solda kefan parası da vardır.
Ama o emekli astsubayın tatil parası yoktur.
Borçsuz ve harçsız tatil yapması  mümkün değildir.
Yapacağı tatilde ,olsa olsa üç beş yılda birdir.

Yalnız İstisnalar hariç.Zaten o da kaideyi bozmaz.

Emekli astsubaylardan,görgüsünü ve bilgisini arttırsın diye
Yurt dışı gezisi yapanda yok kadar azdır.
Çalışırken TSK gönderdiyse görmüştür yurt dışını.
O da görev yap diye..!

Geçenlerde bir belgeye baktım ,2002 yılında 600 lira
alıyorum 100 lirada kira ödüyorum demişim.Dediysem doğrudur .

Bu çalışırken ki rakam .
Emekli olunca elbette maaşımızın %55 aldığımıza göre bu durumda
ben 2015 yılı Temmuz itibariyle 3 bin lira gibi bir emekli maaşı almam lazım.
Alır mıyım ? alırım. %3 zamla belki 10 sene sonra.

Tatile çıkar mıyım ?O zor.Bu maaş ve artışla bize tatil haram görünmektedir.
Bu durumda ne yapacağız?

Kolay .Bisiklete bin, mahallede dolaş ,olmadı yürüyüş yap, akşam iftardan sonra
al çocuklarını iftar çadırların da hangi fakir fukara var ,ne yer ne içer vatandaşı tanı ;olmadı git
AVM ye ;gez, gör ,dolaş.
Sana ne ,yurt içi  ve yurt dışında gezmek.Bunu düşünme bile..
Böylece Parası bol olanların da ayaklarının altında fazlaca da dolaşmamış olursun.

Şimdi aklınıza İtibarımız gelmiş olabilir.
Evet İtibar varda onu gösterecek maddi güç yok.

Birde şunu yazmadan geçemeyeceğim.
Yıllarca TSK lerin bir çok kademelerinde görev yaptık en az yer değiştiren 9 memleket görmüştür.

TSK lerine buradan teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
Bu şaka değil.
Hadi bakalım topla valizi ve bu atama gördüğün yerleri gez bakalım.
Şayet;
İlerici Emekli Assubaylar Hareketi Kurucu ve Yönetici Sn Yazar Selçuk İçer'in dediği gibi ''Ana'dan yok Baba'dan yok,tarla tapan dükkan desen hak getire.. ''ise ve ikinci bir maaş yoksa ne mümkün atama yaptığın yerlerde tatil yapmak..!
Onu bırak hergün şöyle bulunduğun yerin merkezine git kendine kahve felan neyse, söyle bakalım ay sonunu getirebilecek misin?
Az önce NTV  'de, Türkiye ye gelen turist sayısında %2.46 azalma meydana gelmiş haberi vardı.
Ziyarettci sıralamasında da , Almanlar birinci,Rus Turistler ikinci olmuş.

Acaba neden böyle oldu?

Yurt dışı ,mesela ;İspanya,Fransa ,Portekiz veya Hollanda turları daha mı ucuz ki?bize gelen turistler dışarı kaçıyor.

Gerçi bizimkilerde dışarı kaçıyor ama olsun.Parayı veren düdüğü çalar .
Eh bizde parada yok düdükte yok.O zaman bir süre düdük çalanları zoraki dinleyeceğiz demektir.
İşte emekli astsubayım durumumuz bu.
Yok o kadarda değil diyorsan ,olmadığının şifrelerini bana yaz.
Bende milleti bilgilendireyim.
Sevgilerimle.








28 Haziran 2015 Pazar

Yüksek Perdeden Müfteri Levent Ulucan.Ne diyorsun sen?

EAHP Ayhan BAYIRLI 28 HAZİRAN 2015

KAFASINA BİRİLERİN GİREREK ; KİN VE NEFRETLE STRATEJİ BELİRLEYEN MESLEKTAŞIMIZ LEVENT 

ULUCAN ;YİNE SAHİBİNİN SESİ OLARAK DÖKTÜRMÜŞ.


Derneğimizi dolayısıyla yöneticilerimizi, TSK den resen emekli edilen Sn Örs'ün üzerinden sanki ''sözde ermeni tasarısı'' sözü gibi ''SÖZDE DERNEĞİ '' manasında benzetme yapmak ,


derneğimizi yok hükmünde saymak, çok fena ayrımcılık olup,sanki bu derneğin içinde kendisi hiç olmamış manasına gelir.

Ee sen yoksan biz varız..!

Sende olmak için biraz gayret göster.

Orada burada birilerinin ağzı, fikri ve zikriyle  söylenip durma. 

Bu yüksek dereceli müfteri Levent Ulucan denen şahsiyet, uzun zamandır kendisinin dışında , derneğimiz TEMAD ın tüzel kişiliği içersin de olan; yöneticilerimiz,çalışanımız ve üyelerimiz hakkında atıp tutmaktadır.



Sanırsın ki yıllardan beri  HER ŞEYİ O YAPTI VE YAPIYOR.

AYAR VERMESİ DE CABASI

''TEMAD ,Örs Asb'ya sahip çıkmamış!''
Daha ne yapacaktı?

Alıp kucağına da sevecek miydi?

Ve  ;"Atılan Assubay'ın sözde bir derneği var, TEMAD ..!''  diye yazarak kendince durum belirlemek..!


Lafa bak hizaya gel derler adama..


*          *          *

BAKIN AŞAĞIDAKİ YORUM ÖRS MESLEKTAŞIMIZIN EŞİNE AİT VE YİNE YÜKSEK

PERDEDEN ATIP TUTAN BİR KİŞİYE VERDİĞİ CEVABİ YAZIDIR



TEMAD Hukuk Komisyonu Başkanımız Avukat Sayın Mehmet Erkan Akkuş tüm imkan

 ve kabiliyetlerini seferber etmiş, ancak ''perşembenin gelişi çarşambadan belli  olur
 
sözü gibi zaten belli olan nihai yüksek disiplin kurulu kararı, 

Örs Asb'a,

 '' Resen emekli olarak'' uygulanmıştır.


*              *                *

Yüksek dereceli müfteri Levent Ulucan.

Dur hele bekle bakalım .

Daha yargı süreci bitmedi ki.

''Gün doğmadan neler doğar''

Kime ve neye hizmet ettiği tam bir muamma olan ,emekli olduğu halde TEMAD diye bir derneğin içinde olmayan, olamayan ,TEMAD dışı faaliyetleri sonrasında canı sıkılıp 

birden astsubay emeklisi sevdalısı olan ve sonradan TEMAD'a  üye olan,7/24 TEMAD'ın tüzel kişiliğine saldırmayı kendine görev addeden  bu Yüksek dereceli müfteri Levent Ulucan'ın da maskesi kısa sürede çıkacaktır.

HATTA ÇIKMASIN. DÜŞSÜN.DÜŞECEKTİR!


Yüksek dereceli müfteri Levent Ulucan,TEMAD ın tüzel kişiliğini yok sayan  ''..sözde derneği TEMAD..'bağlamında yazmak, tarihin derinliklerinde, kara kaplı sayfalarında , derneğimizin cefakar ve fedakar üyeleri ve mensupları tarafından seni,'' af etmeyeceğiz'' olarak büyük
ve renkli puntolarla yazacaktır.


*          *          *




Sana hep söyledim şimdi son bir kez daha söylüyorum.



Ağzından çıkan ve yazıya geçen sözlerini kulağında duysun.


Yokuş aşağı fireni tutmayan ve tam gaz, ilerisi viraj ve uçurum olan bir yolda,yokuş aşağı eski model bir araçla son sürat ilerliyorsun.

Titre ve kendine gel. Titremeden de gelebilirsin ama bu ileride yine bu yolda,bu araçla  ilerleyeceğin manasına gelir.

Elbette o tehlikeli yokuş aşağı inişi olan yerde; araç ,yol ve yoldaşın kalırsa..!
Unutma biz TEMAD ın gönüllü üyeleriyiz.
Size göre ,''gönüllü fedaileri,silahşörleri hatta kalemşörleri…!''

Allah'a hamdolsun ki, en azından onun ve binlerce üyesi tarafından temsil edilen ve bu üyelerinin  itibarını zedeleyecek yaklaşımlarla size göre ,''SÖZDE TEMAD' olan kurumumuzun   arkasından en azından dolaplar çevirip ,yüksek perdeden atıp tutan müfterilik yapanları değiliz..

Yıllardan beri verdiğimiz mücadele bu sözümün göstergesidir.

 Yaptıklarımız ve  yapacaklarımızın  garantisidir.

‘’Sözde TEMAD ‘’Etimesgut şube kurucu üye ve
Etimesgut TEMAD eski disiplin kurulu başkanı
EAHP Ayhan BAYIRLI

26 Haziran 2015 Cuma

Şehit Meslektaşlarımızın ailesinin yanındayız.

EAHP Ayhan BAYIRLI 27 Haziran 2015






Bahse konu dava Eskişehir Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesinde devam ediyor.






Asb.Murat Düger

AFYONKARAHİSAR’da 5 Eylül 2012 tarihinde el bombalarının depolandığı cephanelikte meydana gelen patlamaya ilişkin davaya bakan Eskişehir Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin talebi üzerine içinde polis, asker, jandarma ve akademisyenlerin de olduğu 13 bilirkişi tarafından rapor hazırlandı.

 40 sayfalık raporda, patlamanın nedenleri ve sorumlularına ilişkin detaylar dikkat çekici. 
Raporta dikkat çeken ayrıntı ise,
''Afyonkarahisar’da görevli Astsubay Kıdemli Başçavuş Bedri Naim hem GÖM hem DÖM işlemlerini yerine getirmediği için hem de 45 günlük süreye uymadığı gerekçesiyle teknik yönden kusurlu sayıldı. Patlamada şehit olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Çavuş Murat Düger ise mühimmatlar getirildiği andan itibaren depolara uygun konulması, muayene, tasnif ve istifleme konusunda bir planlama düzenlenmesi konusunda girişimde bulunmadığı gerekçesiyle teknik yönden kusurlu kabul edildi. '' denmesiydi

Hazırlanan bu rapor ile, ailelerin bazı konularla çok ciddi yaptırımlarda karşı karşıya kalmaları olasılığı da çok yüksek görülmektedir.
İşte yukarıda bahse konu nedenlerden dolayı,ailelere destek olma adına, 08 Temmuz 2015 tarihinde TEMAD çatısı altında askeri mahkemede olacağız.
Bu duruma değinen İlerici Emekli Assubaylar Hareketi kurucu ve yöneticisi emekli astsubay ve yazar sayın Selçuk İçer de konuya dair 24 Haziran 2015 tarihinde bir yazı yazarak, sosyal medyadaki köşesinde  duyurmuştu.
Bahse konu yazının içeriği de şöyle:

TEMAD ÇATISI ALTINDA MAHKEMEDE OLACAĞIZ..!

 
Eskişehir Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesinde 
devam eden Afyonkarahisar'daki cephanelik pat
laması davasının 8 TEMMUZ 2015 saat:09.00 ya
pılacak duruşmasında "ŞEHİT İKİ ASSUBAYIMIZ
VE AİLELERİN'E"destek olmak için bir  E.Assubay 
olarak mahkemede hazır olacağımı ,Eskişehir Ask
eri Mahkemesinde yapılan  İlk duruşmaya TEMAD
Gnl.Bşk.nı Sn KESER, Sn,BAŞKAYA Hukuk Komis
yon Bşk.Avukat Sn AKKUŞ  katılarak  destek ver
diklerini görev sırasının bizlerde olduğunu meslek
taşlarıma katılırsanız sevinirim şekliyle  "" ŞEHİT
ASSUBAYLARIMIZ İÇİN MAHKEMEDE OLACAĞIZ "
başlıklı yazıyla kamuoyuna siz değerli meslektaşla
rımıza açıkladık katılım için bireysel talepleri aldık
konuyu  gündemde tutma gayretlerimizi sürdür
dük..
* * *
TEMAD Genel Merkez Yönetimi bu önemli konuda 
bizlerin sesini duymuş  08 TEMMUZ 2015 te  Eski
şehir Askeri Mahkemesinde  yapılacak olan duruş
maya bir heyetle tekrar  katılacaklarının bilgisini
iletmişlerdir.Bizlerin sesine kulak veren hassasiyet
gösteren TEMAD Gnl.Bşk ve Yönetimine teşekkür
ederim.Bu önemli gelişmeden sonra Bir grup E.As
subay ve ya bireysel olarak değil ,Temad üyesi ve
üyeleri olarak İstanbul' dan kendi imkanlarımızla
Eskişehir de davanın görüleceği Askeri Mahkeme
duruşma salonunda  şehitlerimiz ve ailelerinin ya
nında olmak ve destek vermek için hazır olacağız..
Selçuk İÇER
05434753600
İLERİCİ EMEKLİ ASSUBAYLAR HAREKETİ


12 Haziran 2015 tarihinde Hürriyet gazetesi de konuya  açıklık getirmiş ve durumu haber olarak kamuoyu ile paylaşmıştı:

ALINTI HABER:HÜRRİYET

Afyon'da 25 askerin şehit olduğu mühimmat patlamasına şok rapor: Facia depolamışlar

Türkiye’yi sarsan Afyonkarahisar’daki mühimmat patlamasıyla ilgili hazırlanan bilirkişi raporu, bir dizi ölümcül ihmali gözler önüne serdi.

286 bin el bombası kurallara uyulmadan gönderildi. El bombalarının alüminyum pimleri eğrilmiş ve kırılmış, maşası koli bantlarıyla bağlanmış, özel kutularından çıkarılmıştı. Patlamayan depodaki 23 bin el bombası ‘kritik arızalı’ çıktı. Patlamanın da kritik arızalı bir el bombası sandığının düşmesinden kaynaklanmış olabileceği vurgulandı.
AFYONKARAHİSAR’da 5 Eylül 2012 tarihinde el bombalarının depolandığı cephanelikte meydana gelen patlamaya ilişkin davaya bakan Eskişehir Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nin talebi üzerine içinde polis, asker, jandarma ve akademisyenlerin de olduğu 13 bilirkişi tarafından rapor hazırlandı. 40 sayfalık raporda, patlamanın nedenleri ve sorumlularına ilişkin detaylar dikkat çekici. Mahkemeye iletilen raporda, el bombalarının gönderilmesinden depodaki patlamaya kadar bütün detaylar yer aldı. Rapora göre, lağvedilen Susurluk 44’üncü Mühimmat Bölük Komutanlığı’na bağlı beş depoda bulunan 286 bin 33 el bombası Afyonkarahisar’daki 41’inci Mühimmat Bölük Komutanlığı’na sevk edildi. El bombalarından 118 bin 471’i patlamanın meydana geldiği 32 numaralı depoya, kalanı da 29 numaralı depoya konuldu.

Susurluk’tan Afyonkarahisar’a giden mühimmatın kafile bütünlüğüne dikkat edilmeden ve depolama kurallarına riayet edilmeden gelişigüzel depolara konulduğu belirtildi. Patlamadan sonra 29 numaralı depoda çekilen fotoğraflara değinilerek raporda şöyle denildi:
 
22 BİN 954’Ü BOZUK ÇIKTI
“Söz konusu resimlerde, bazı el bombalarının orijinal olmayan ambalajlarda bulunduğu ve bazı tapaların özel yapılmış hermetik muhafaza kutularında olmadığı görülmüştür. Ayrıca muayene edilmeden depolara konan mühimmatın 45 gün içerisinde, 2 Ağustos 2012’ye kadar, muayenesi yapılarak neticenin üst komutanlığa bildirilmesi gerekirken, 4 Eylül 2012’ye kadar iki cephanelikte de herhangi bir muayene, tasnif ve istifleme işlemi yapılmadığı, dosyalarda mevcut bilgilerden anlaşılmıştır.” Yine 29 numaralı depodaki mühimmat içerisinde 22 bin 954 adet kritik arızalı el bombasının tespit edilerek, imha edildiği anlatıldı. Kritik arızanın, “Mühimmatın depolanması ve kullanılması esnasında emniyetsiz bir durum veya sonucu yaralama ya da can kaybına yol açabilecek tehlike meydana getirecek arıza” anlamına geldiği kaydedildi. Kritik arızalı el bombalarının patlamanın meydana geldiği 32 numaralı depoda da bulunabileceği, aynı yerde yangın ve taarruz tipi el bombalarının olduğu belirtilerek, “Kritik arızalı mühimmatın yangın el bombaları ve taarruz el bombaları bulunan bir sandığın üzerine düşmesi sonucunda patlama ve mühimmat istifine sirayet etme ihtimalinin yüksek olduğu” vurgulandı.         
KOLİ BANTLI EMNİYET
Patlamayan depodaki inceleme sonucu şu ihmaller sıralandı: “Mühimmatın bir kısmının yoğun erozyona uğradığı, el bombası pimlerinin kendiliğinden çıkmaması için geriye doğru eğrildiği, pimlerin alüminyum alaşımlı olması nedeniyle eğilen kısımlarının kırılma ihtimalinin bulunduğu, bunu önleme adına bir kısım el bombası maşalarının koli bantları ile bağlandığı, bazı sandıklarda tapaların özel yapılmış hermetik muhafaza kutularında olmadığı, bu nedenle nakliye emniyet tedbirleri alınmadan getirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun ise tapa detonatör kısımlarının çarpma ve sıkışmaya bağlı olarak patlamaya sebebiyet vereceği değerlendirilmiştir.” Raporda kritik arızalı el bombası sandığının yere düşmesiyle patlamanın olabileceği belirtilerek, “Kritik arızalı el bombalarının pimleri alüminyum alaşımlı olup eğilme gerilmesinin düşük olması neticesi, üzerine gelen ani yük nedeniyle ani kırılma meydana gelebileceği, pimin yerinden çıkmasıyla tetikleme etkisi yaratarak patlamayı başlatacağı bilinmektedir” denildi.
ÖLEN İKİ ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ KUSURLU BULUNDU
Bilirkişi raporunda ‘Gönderilmeden Önce Muayenesi (GÖM)’ işleminin Kıdemli Başçavuş Bedri Naim ve Susurluk Muayanesi Subayı Aydın Sevinç tarafından yapılması gerektiği ancak muayene formlarına ve raporlarına rastlanılmadığı ifade edildi. El bombalarının Afyonkarahisar’da ‘Depolamadan Önce Muayene (DÖM)’ işlemine de tabi tutulmadığı, kafile bütünlüğüne dikkat edilmeden ve depolama kurallarına uygun olmadan 29 ve 32 numaralı iglo tipi mühimmat depolarına konulduğu belirtildi. Hakkında dava açılmamış Susurluk 44. Mühimmat Bölük Komutanı Binbaşı Barış Bağlan ve Afyonkarahisar 41. Mühimmat Bölük Komutanlığı’nda görevli Binbaşı Murat Aydın’ın idari yönden kusurlu olduğu saptandı. Astsubay Kıdemli Başçavuş Aydın Sevinç’in teknik yönden kusurlu olduğu anlatıldı. Patlamada şehit olan Afyonkarahisar’da görevli Astsubay Kıdemli Başçavuş Bedri Naim hem GÖM hem DÖM işlemlerini yerine getirmediği için hem de 45 günlük süreye uymadığı gerekçesiyle teknik yönden kusurlu sayıldı. Patlamada şehit olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Çavuş Murat Düger ise mühimmatlar getirildiği andan itibaren depolara uygun konulması, muayene, tasnif ve istifleme konusunda bir planlama düzenlenmesi konusunda girişimde bulunmadığı gerekçesiyle teknik yönden kusurlu kabul edildi. Bölük Komutanı Bakım Binbaşı Ali Duran’ın yeni katılan erbaş ve erleri branş eğitimleri tamamlanmadan depoda görevlendirdiği için idari yönden kusurlu olduğu ifade edildi.
























Başbakan bu çocukları hatırlar mı!

Başbakan bu çocukları hatırlar mı!

http://www.haberturk.com/yazarlar/umur-talu/1095463-basbakan-bu-cocuklari-hatirlar-mi
26 Haziran 2015 Cuma, 00:30:04 Güncelleme:08:56:43
Umur Talu

Umur Talu


Işid, kimi iddiaya göre “Türkiye’den sızarak”, bir türlü “düştü düşecek” olmamış Kobani’ye saldırdı; siviller öldürüldü.
Devlet bu iddiaları yalanladı!
Kaçan bazı Işid elemanlarının da yine Türkiye’ye döndüğü, kollandığı ileri sürüldü.
Devlet bu iddiaları yalanladı mı?
Bu “yeni” olayı bir de aşağıdaki vaka ile birlikte okuyun lütfen!
Kime kaç, kime tut dendiğini bir de bu zaviyeden görmek için.

***


Ocak ayının ilk günleri.
Başbakan Davutoğlu Twitter’da millete müjde veriyor:
Suriye sınırında kaçakçılara karşı görev yaparken alıkonulan astsubayımızı az önce ülkemize getirdik. MİT’in başarılı operasyonuyla yuvasına dönmekte olan askerimize, ailesine, TSK’ya geçmiş olsun. Astsubayımızın dönüşü nedeniyle ülkemizin gözü aydın.”

***

6 ay sonra, daha dün, o astsubay, Özgür Örs resmen ve resen ilan edilen kararla ordudan atıldı.
Başbakan “yuvasındaki” bu iki küçük çocuğun gözlerinin içine baka baka, bu kez, “Ülkemizin gözü aydın. Kovduk gitti” desin!

***

Böyle merhametsiz bir devlet, bir de analık, babalık, ağalık, paşalık, patronluk yapıyor millet üstünde; helal olsun!
Görev yaparken alıkonulan” dedikleri bir askeri, “Mukavemet etmeksizin teslim olup terör örgütü propagandasına meydan vererek TSK ve T.C. Devleti’nin itibarını zedelemek”le suçlayıp kovdular.
O devlet ki, “mukavemet etmeksizin” Musul Konsolosluğu’nu, oradaki görevliler ve çoluk çocukla Işid’e teslim etmeyi emretti; onu bile “kahramanlık” saydı.
Rehineler epey sonra da olsa “yuvalarına dönünce” ne konsolos işten atıldı, ne polisler; Başbakan alınlarından öperek karşıladı. “Başarılı operasyon ve kahramanlık” oldu.
O devlet, o hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı ki, “Aman Işid geliyor” diye,“Tek kurşun atmaksızın, mukavemet etmeksizin”, Süleyman Şah Türbesi”nin“Vatan toprağı” arazisini Işid’e bıraktı.
Tek kurşun atmadan tek şehit verilen başarılı operasyon” da kahramanlık destanı oldu.
Operasyonun “başkahramanları” Başkomutan, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, diğer komutanlar, “tek şehit” sorumluluğunu iki uzman çavuşa yıkıp arazi oldular.
Işid’e konsolosluk ve “vatan toprağı”nı “mukavemetsiz teslim ederek”, bir bakıma“Terör örgütü propagandası”na teslim olarak “kahramanlık” yapanlar, “Işid elemanlarını kovalarken görevini yapan” astsubayı “Bizi rezil ettin” diye kovdular.
Böyle rezillik de görülmedi işte!

***

Başbakan şimdi bu iki çocuğun gözlerinin içine içine, bakabiliyorsa tam gözbebeklerine baksın.
Bir “görevli”nin alnından öpen, bir “görevli”yi kovan devletin o dudaklarından bir, iki kelime çıksın.
O günler Astsubay Örs’ün eşini arayıp duyuran, kendi çocukları için tüm düzeni değiştirebilen Cumhurbaşkanı, şimdi de arasın o “eş”i; minik çocukların hatırını sorsun bir.

***

Problem belki de şu:
Konsolosluk ve “vatan toprağı”, Işid’e tek kurşun atmadan, büyükler emrettiği için polisler ve askerler mukavemet etmeden teslim edildi.
Oysa Öncü Hudut Karakolu’ndan Astsubay, 50’si T.C. vatandaşı, 70 kişiyi Işid’e katılım trafiğinde yakalamış ve hala kovalıyordu!
İnsani yardımsever” TIR’ları kurcalayan savcıları, askerleri içeri atanlar; Işid kovalayan Astsubay’ı da “insani” zaviyeden görecek değil elbet!

***

Kim kimle koalisyon yaparsa yapsın…
Muhafazakâr hükümeti de cumhuriyetçi komutanları da alttakileri ezmekte mutabık bir devlet var ortada.
Büyüklüğü biraz da insanları küçük görmekten.
Merhametsizlikten adalet; tahakkümden hukuk çıkar mı hiç?
Çıkmıyor zaten.
Mahdumlarını kollamakta cevval, cebbar ve gaddar olanların başka insanlara, çocuklara reva gördüğü böyle şeyler işte.
Hiç utanmadan…
Hiç sıkılmadan…
Vicdanları hiç sızlamadan!
İş şişinmeye geldi mi, “Onu kurtardık. Başarılı operasyon. Yuvasına döndü. Ülkemizin gözü aydın.”
Bırakın devlet adamlığını, nasıl bir insanlık halidir bu?
Kendi çocukları, torunları için ortalığı birbirine katanların bu iki çocuğun gözlerine bakacak bir yüzü olabilir mi?
Varsa…
İşte o çocuklar…
Hele bir baksınlar!

***

Örs’ün avukatı Erkan Akkuş da bir seslensin size, kıymetli devlet büyükleri:
Başkonsolosluğu teslim edip esir düşenleri devlet töreni ile karşıladılar. Alınlarından öptüler. Şah Fırat Operasyonu denen kurgulanmış kaçışta PYD ile ortak hareket edildi; örgüt üyeleri kılavuzluk için telsizle tanka çıkarıldı. Bunlar devletin, TSK’nın itibarını zedelemedi. Ama Karakol Komutanı Üsteğmen’in emriyle sınırı korurken, kaçakçı süsü verilmiş Işid üyelerinin pususuna düşen, esir alınan Özgür Astsubay, olay basında yer aldığı için örgüt propagandası olduğu, TSK itibarını zedelediği gerekçesiyle Disiplin Kurulu kararıyla ordudan atılıyor. Müvekkilim başarılı bir uzman çavuş olduğu için astsubay olmuştu. Bu olay esas esaretin içeride olduğunu düşündürüyor. Bir ailenin boynunu bükenleri önce Allah’a, sonra milletin vicdanına havale ediyoruz.”



BU YAZININ  3 YORUMU VAR.
Misafir44 dakika önce
adalet herkese gerek.bunların hesabını soranlar çıkacak.eşkiya dünyaya hükümdar olmaz...........
Misafir1 saat önce
sayın talu, söylenecek herşeyı söylemiş. hukuk kararını vermiş, atılanın geri döndüğüne şahit olmadık. artık ilahi adalet kalmış geriye. o 2 güzel bebeğin gözüne bakıp vicdanları canlanırsa birilerinin belki el tutulur diyeceğim ama, nerdeeee.
Misafir2 saat önce
umur bey mazlumun (ezilenin) yanında olduğunuz için teşekkür ederiz.
160
Cevapla
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!